Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
ödemek
  • -i Bir alışveriş ilişkisinde, borcu alacaklıya vermek, tediye etmek
    "Borç varsa benimkidir, onu ödemek ve teşekkür etmek lazım." - R. H. Karay
  • Bir alışverişte alınan şeyin karşılığını alacaklıya vermek
  • Bedelini vererek bir zararı karşılamak, tazmin etmek
  • Bir iş, bir kuruluş harcanan, yatırılan parayı çıkartmak, itfa etmek
    "Bu fabrika sermayesini beş yılda ödedi."
  • Bir işin, bir görevin karşılığını vermek
    "Emekliye ayrıldıktan sonra keresteciliğe başladı ama eline geçen, alın terini ödemiyordu." - E. C. Güney
  • Bir şey karşısında fedakârlık etmek, bir şey elde etmek için özveride bulunmak

"ödemek" kelimesinin kullanım örnekleri.

Ve gününde ödeme yapmayan vatandaşlar borçlarını afsız rakamlar üzerinden gecikme faiziyle birlikte ödemek durumunda kalacaklar.

Verdiği kaporayı isteyen alıcı ile satıcı arasında anlamazlık çıkınca, parayı ödemek için zaman isteyen A.

Söz konusu belgede Cohen, Trump'la ilişkileri olduğu iddia edilen iki kadına susmaları için yasa dışı para ödemek, seçim kampanya finansman kurallarını ihlal etmek, banka dolandırıcılığı yapmak ve Moskova'daki bir emlak projesi için Trump'a aracılık etmek gibi konularda federal yetkililere yalan söylemekle suçlanmıştı.

Cohen, Trump'la ilişkileri olduğu iddia edilen iki kadına susmaları için yasa dışı para ödemek, seçim kampanya finansman kurallarını ihlal etmek, banka dolandırıcılığı yapmak ve Moskova'daki bir emlak projesi için Trump'a aracılık etmek gibi konularda federal yetkililere yalan söylemekle suçlanmıştı.

Trump’la ilişkileri olduğu iddia edilen iki kadına susmaları için yasa dışı para ödemek, seçim kampanya finansman kurallarını ihlal etmek, banka dolandırıcılığı yapmak ve Moskova’daki bir emlak projesi için Trump’a aracılık etmek gibi konularda federal yetkililere yalan söylemekle suçlanan Cohen, yaptığı ödemelerden Trump’ın haberi olduğunu öne sürdü.

Açık Öğretim Lisesin e kayıt yenileme yaptıracak öğrenciler, her yıl belirlenen k ayıt yenileme sınav ücretini ödemek zorundadır.

Eğer bizim imkanımız olsa bunları biz yapacağız, fakat dernek kiramızı bile ödemek için bir takım kapıları aşındırmak zorunda kaldık.

Paranın sahibi İbrahim Başkahraman da işyerinin borçlarını ödemek için çektiği 20 bin lirayı düşürünce endişeye kapıldığını ifade ederek, paranın kendilerine ulaşmasını sağladığı için Koçaslan'a dolayı teşekkür etti.

Öğrencileri servislere tıka basa bindirmek ve trafik ceza ödemek istemiyoruz.

Örneğin kulak burun boğazla ilgili bir rahatsızlık için bir özel hastaneye giden kişi ilk seferinde 12 lira, on gün içerisinde gittiği ikinci özel hastanede de 17 lira katılım payı ödemek zorunda.

Daha fazla aydınlık için daha az fatura ödemek isteyen insanlar, tasarruflu dediğimiz cıvalı lambalara yöneliyor.

Geçim sıkıntısı, darlık çekiyoruz, benim tek dileğim alnımın teriyle bileğimin hakkıyla çocuklarıma bakmak, borçlarımı ödemek tedavimi yaptırmak.

Bu çerçevede, 31 Aralık 1993 tarihi ve öncesinde doğanlara, yürürlük tarihinden itibaren 3 ay içinde başvurmak, 15 bin TL veya karşılığı dövizi defaten ödemek ve 28 gün temel askerlik eğitimi alma şartıyla bedelli imkanı getirildi.

Bu muhteşem kente borcumuzu ödemek için, bize özgürce yaşama, sokaklarda dolaşma şansı verdiği için minnettarız.

Bu muhteşem kente borcumuzu ödemek için bize özgürce yaşama, sokaklarda dolaşma şansı verdiği için minnettarız.